Sinop Çevre Dostları Derneği, sokak köpeklerinin toplanmasıyla ilgili düzenlediği basın açıklamasını Sinop Uğur Mumcu Meydanı’nda yaptı. Katılımcılar, “Katliama Hayır!”, “Yaratılanları Severiz Yaratandan Ötürü”, “Satın Alma Sahiplen Köpekler Sorun Değil Candır” yazılı dövizlerle tepkilerini dile getirdi.Sinop Çevre Dostları Derneği Başkanı Hale Oğuz Erdoğan, tarafından okunan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi;
“2004 yılında çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile sokağa terkedilen hayvanlar kısırlaştırılmış, aşılanmış ve köpeklere küpe takılarak, kedilerin kulakucu çentilerek yaşadığı yere bırakılmıştı. Saldırgan olabilecek veya üçten düşmüş bakıma muhtaç olan ayrıca yavru olup hayatını sürdüremeyecek olanlar için ise rehabilitasyon merkezi ve barınaklar kurulmuştu. Belediyelerimiz Sivil Toplum Kuruluşlarının takibi ile barınaklar kabul edilebilir seviyeye getirilmişti.Sinoplular, bizler yani vicdan sahibi, yaşam hakkına saygılı ve medeni yurttaşlar olarak sokaklarımızda yaşayanlar köpekleri beslemiş ve onlarda kentimizin renkleri olmuşlardı. Unutulmamalıdır ki toplumların uygarlık seviyesi en savunmasız olanlara hayvanlara, çocuklara ve yaşlılara davranışları ile ölçülür.Ne yazık ki İl Özel İdareleri, bakanlığın elinde mobil klinik olmasına rağmen kırsal kesimde kısırlaştırma yapılmasında ilgisiz kalmış, kontrol altına alınmayan nüfus nedeniyle fazlasına bakamayan köylü vatandaşlarımızca kentlere bırakılmaya devam edilmiştir.
Ülkemizde kadın ve çocuk cinayetleri, tecavüz ve taciz gibi pek çok çirkinlik yaşanırken, 20 yıldır popülasyonu kontrol altına alınmayan köpekler toplum güvenliği gerekçesi ile suçlu ilan edilmiştir. 5199 sayılı yasa 02.08.2024 tarih ve 7527 sayılı yasa ile değiştirilmiş mevcut durumun faturası da Belediyelere çıkarılmıştır. Oysa Sinop Belediyesi 2004 de çıkan yasadan önce Ali Karagülle döneminde arsenik ile köpek öldürme sonlandırmış, barınak hazırlıklarına başlamış, Hamza İnce döneminde barınak hazır hale getirilmiştir. Yine 2004 de çıkan yasa öncesi Sinop Barınağında kısırlaştırma ve tedavi işlemleri başlatılmış, her ne kadar barınakta birtakım sorunlar olsa da sonraki başkanlar döneminde de geliştirilerek uygulama devam etmiştir. Şu andaki Başkanımız Sayın Metin Gürbüz’ün de bu konudaki hassasiyeti tüm kamuoyunun bilgisindedir.Konu ile İlgili Vali Yardımcısı ve Sinop Valisi ile yaptığımız görüşmelerde sokak dostlarımızın bir daha salınmamak üzere toplanmasından yana oldukları anlaşılmaktadır. İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş’ın Sinop ziyaretinde üzüntümüz kendisine anlatılmış Yeni Yaşam Alanı yapılana kadar toplanmaması sözü alınmıştır. Sayın Bakan Yardımcısının sözü önemlidir ancak asıl olan kalıcı çözümün üretilmesi, 2024 yasasından geri adım atılmasıdır.Bu günkü barınak her türlü rüzgara açık, güneşten koruyacak çalı bile yok, üstelik füze atışları her canlı için dehşet verici dediğimiz ve Yeni Yaşam Alanı istediğimiz gibi Toplama ve Ölüm kampı da istemiyoruz. Bugüne kadar sorunsuz birlikte yaşadığımız can dostlarımızı ise yine yanı başımızda, yürüyüş yolumuzda, dükkanımızın önünde kalmasını istiyoruz.Ancak şunu da biliyor ve saygı duyuyoruz. Bir kısım insanlarımız, bir arada ve birden çok olan köpeklerden korkmaktadırlar. Kediden, kuştan- küçük ya da büyük birçok hayvandan korkusu olanlar mutlaka vardır. Korku tamamen insani bir duygudur ve yargılanamaz. Yurdumuzun bazı illerinde çok istisnai de olsa saldırıya uğrayan, yaralanan ve hatta yaşamını yitiren olduğu doğrudur. Ancak tüm bu durumlar dahi tüm sokak dostlarımızın potansiyel suçlu yapmaz. Köpeklerle kıyaslanamayacak kadar yüksek sayıda katil insanların varlığı tüm insanların potansiyel katil yapamayacağı gibi.Bir sorun varsa sorunun kaynağı sokak dostlarımız değil, 2004 yılında çıkarılan yasanın gereğini yapmayan İl Özel İdareleridir. 2004 de çıkan yasadan sonra belediyeler birtakım görevler yapsa da Özel İdareler harekete geçmemişlerdir. Oysa biliyoruz ki, köpek popülasyonunun artış kaynağı köylerdir. Köylerde bir tek kısırlaştırma girişiminde bulunmayan ilgililerin sorumsuzluklarının bedelini bugün sokak dostlarımıza ödetmek insaf ve vicdanla bağdaşmamaktadır. Bu sorun toplama kampları kurarak, buraya alınan sokak dostlarımızı ömür boyu burada tutarak kesinlikle çözülemeyecektir. Kısa bir süre sonra doluluk oranı arttığında toplu katliamların yaşanmayacağının garantisini kimse veremez. Kaldı ki, yurdun dört bir yanından bu konuda şimdiden ihbarlar yağmaktadır.AKP iktidarı mensupları sıklıkla İslamiyet’ten söz etmekte Kur’an dan örnekler vermektedirler ama yasayı değiştirirken Kur’an da hayvanlara kötü muamele yapılamayacağına dair ayet ve hadislerden habersiz davranmaktadırlar.Yeni Yaşam Alanının Ayancık Yolu üzerinde Abalı Köyü civarında 22 dönümlük orman içi bir arazide kurulacağı öğrenilmiştir. Alan etrafının doğal yaşamın ve orada yaşayacak köpeklerin yaşamının zarar görmesini önleyecek güçte yapı ile çevrilmesi, su ve elektriğinin sağlanması, kirli su ve atığı bertaraf edecek alt yapının tamamlanarak Rehabilitasyon Merkezi, Ameliyathane ve canlar için sağlıklı kulübeler yapılması yeterli personel görevlendirilmesi ayrıca vatandaşlarımıza ziyaret edebilecekleri alan bırakılarak sevgi alışverişine imkan verilmesi gerekir. En önemlisi 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda olduğu gibi güvenlik sorunu oluşturabilecek, güçten düşmüş, tedavi ihtiyacı olan bireyler ya da kendine bakamayacak durumda olan yavrular Yaşam alanına alınmalı ve yaradılışlarına uygun koşullar ve yeterli gıda sağlanmalıdır. Büyüyen yavrular sahiplendirilmeli, çevre ve insana zararsız olan dostlarımız ise doğal ortamlarına bırakılmalıdır.Köpekler İnsanoğlunun ilk evcilleştirdiği hayvandır. İnsanoğlunun Avcı- Toplayıcı olduğu zamanlarda evcilleştirdiği düşünülmekte, 11 bin yıl önceye ait gömülerde ise insan kemikleri ile köpek kemiklerin birlikte ele geçmektedir. Binlerce yıldır insanı koruyan, sadakatle bağlı can dostu olan bu hayvanlar birçok polisiye operasyonda hizmet vermekte, depremde göçük altında kalan birçok insanın varlığını haber vererek hayat kurtarmaktadır.Evcil Hayvan ithalatı ve petşhoplar da satışı yasaklanmalıdır. Halkımızı da buralardan kedi köpek almaya değil sokaktan ya da barınaklardan bir can kurtarmaya, davet ediyoruz.”
“2004 yılında çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile sokağa terkedilen hayvanlar kısırlaştırılmış, aşılanmış ve köpeklere küpe takılarak, kedilerin kulakucu çentilerek yaşadığı yere bırakılmıştı. Saldırgan olabilecek veya üçten düşmüş bakıma muhtaç olan ayrıca yavru olup hayatını sürdüremeyecek olanlar için ise rehabilitasyon merkezi ve barınaklar kurulmuştu. Belediyelerimiz Sivil Toplum Kuruluşlarının takibi ile barınaklar kabul edilebilir seviyeye getirilmişti.Sinoplular, bizler yani vicdan sahibi, yaşam hakkına saygılı ve medeni yurttaşlar olarak sokaklarımızda yaşayanlar köpekleri beslemiş ve onlarda kentimizin renkleri olmuşlardı. Unutulmamalıdır ki toplumların uygarlık seviyesi en savunmasız olanlara hayvanlara, çocuklara ve yaşlılara davranışları ile ölçülür.Ne yazık ki İl Özel İdareleri, bakanlığın elinde mobil klinik olmasına rağmen kırsal kesimde kısırlaştırma yapılmasında ilgisiz kalmış, kontrol altına alınmayan nüfus nedeniyle fazlasına bakamayan köylü vatandaşlarımızca kentlere bırakılmaya devam edilmiştir.Ülkemizde kadın ve çocuk cinayetleri, tecavüz ve taciz gibi pek çok çirkinlik yaşanırken, 20 yıldır popülasyonu kontrol altına alınmayan köpekler toplum güvenliği gerekçesi ile suçlu ilan edilmiştir. 5199 sayılı yasa 02.08.2024 tarih ve 7527 sayılı yasa ile değiştirilmiş mevcut durumun faturası da Belediyelere çıkarılmıştır. Oysa Sinop Belediyesi 2004 de çıkan yasadan önce Ali Karagülle döneminde arsenik ile köpek öldürme sonlandırmış, barınak hazırlıklarına başlamış, Hamza İnce döneminde barınak hazır hale getirilmiştir. Yine 2004 de çıkan yasa öncesi Sinop Barınağında kısırlaştırma ve tedavi işlemleri başlatılmış, her ne kadar barınakta birtakım sorunlar olsa da sonraki başkanlar döneminde de geliştirilerek uygulama devam etmiştir. Şu andaki Başkanımız Sayın Metin Gürbüz’ün de bu konudaki hassasiyeti tüm kamuoyunun bilgisindedir.Konu ile İlgili Vali Yardımcısı ve Sinop Valisi ile yaptığımız görüşmelerde sokak dostlarımızın bir daha salınmamak üzere toplanmasından yana oldukları anlaşılmaktadır. İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş’ın Sinop ziyaretinde üzüntümüz kendisine anlatılmış Yeni Yaşam Alanı yapılana kadar toplanmaması sözü alınmıştır. Sayın Bakan Yardımcısının sözü önemlidir ancak asıl olan kalıcı çözümün üretilmesi, 2024 yasasından geri adım atılmasıdır.Bu günkü barınak her türlü rüzgara açık, güneşten koruyacak çalı bile yok, üstelik füze atışları her canlı için dehşet verici dediğimiz ve Yeni Yaşam Alanı istediğimiz gibi Toplama ve Ölüm kampı da istemiyoruz. Bugüne kadar sorunsuz birlikte yaşadığımız can dostlarımızı ise yine yanı başımızda, yürüyüş yolumuzda, dükkanımızın önünde kalmasını istiyoruz.Ancak şunu da biliyor ve saygı duyuyoruz. Bir kısım insanlarımız, bir arada ve birden çok olan köpeklerden korkmaktadırlar. Kediden, kuştan- küçük ya da büyük birçok hayvandan korkusu olanlar mutlaka vardır. Korku tamamen insani bir duygudur ve yargılanamaz. Yurdumuzun bazı illerinde çok istisnai de olsa saldırıya uğrayan, yaralanan ve hatta yaşamını yitiren olduğu doğrudur. Ancak tüm bu durumlar dahi tüm sokak dostlarımızın potansiyel suçlu yapmaz. Köpeklerle kıyaslanamayacak kadar yüksek sayıda katil insanların varlığı tüm insanların potansiyel katil yapamayacağı gibi.Bir sorun varsa sorunun kaynağı sokak dostlarımız değil, 2004 yılında çıkarılan yasanın gereğini yapmayan İl Özel İdareleridir. 2004 de çıkan yasadan sonra belediyeler birtakım görevler yapsa da Özel İdareler harekete geçmemişlerdir. Oysa biliyoruz ki, köpek popülasyonunun artış kaynağı köylerdir. Köylerde bir tek kısırlaştırma girişiminde bulunmayan ilgililerin sorumsuzluklarının bedelini bugün sokak dostlarımıza ödetmek insaf ve vicdanla bağdaşmamaktadır. Bu sorun toplama kampları kurarak, buraya alınan sokak dostlarımızı ömür boyu burada tutarak kesinlikle çözülemeyecektir. Kısa bir süre sonra doluluk oranı arttığında toplu katliamların yaşanmayacağının garantisini kimse veremez. Kaldı ki, yurdun dört bir yanından bu konuda şimdiden ihbarlar yağmaktadır.AKP iktidarı mensupları sıklıkla İslamiyet’ten söz etmekte Kur’an dan örnekler vermektedirler ama yasayı değiştirirken Kur’an da hayvanlara kötü muamele yapılamayacağına dair ayet ve hadislerden habersiz davranmaktadırlar.Yeni Yaşam Alanının Ayancık Yolu üzerinde Abalı Köyü civarında 22 dönümlük orman içi bir arazide kurulacağı öğrenilmiştir. Alan etrafının doğal yaşamın ve orada yaşayacak köpeklerin yaşamının zarar görmesini önleyecek güçte yapı ile çevrilmesi, su ve elektriğinin sağlanması, kirli su ve atığı bertaraf edecek alt yapının tamamlanarak Rehabilitasyon Merkezi, Ameliyathane ve canlar için sağlıklı kulübeler yapılması yeterli personel görevlendirilmesi ayrıca vatandaşlarımıza ziyaret edebilecekleri alan bırakılarak sevgi alışverişine imkan verilmesi gerekir. En önemlisi 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda olduğu gibi güvenlik sorunu oluşturabilecek, güçten düşmüş, tedavi ihtiyacı olan bireyler ya da kendine bakamayacak durumda olan yavrular Yaşam alanına alınmalı ve yaradılışlarına uygun koşullar ve yeterli gıda sağlanmalıdır. Büyüyen yavrular sahiplendirilmeli, çevre ve insana zararsız olan dostlarımız ise doğal ortamlarına bırakılmalıdır.Köpekler İnsanoğlunun ilk evcilleştirdiği hayvandır. İnsanoğlunun Avcı- Toplayıcı olduğu zamanlarda evcilleştirdiği düşünülmekte, 11 bin yıl önceye ait gömülerde ise insan kemikleri ile köpek kemiklerin birlikte ele geçmektedir. Binlerce yıldır insanı koruyan, sadakatle bağlı can dostu olan bu hayvanlar birçok polisiye operasyonda hizmet vermekte, depremde göçük altında kalan birçok insanın varlığını haber vererek hayat kurtarmaktadır.Evcil Hayvan ithalatı ve petşhoplar da satışı yasaklanmalıdır. Halkımızı da buralardan kedi köpek almaya değil sokaktan ya da barınaklardan bir can kurtarmaya, davet ediyoruz.” Kaynak: AjansSinop.Com
